"hayat hepimiz için yeni birşeyler getirir bize." derken yakaladı birden kendini. bilgisayardaki yanıp sönen imlece bakarken fonda güzel bir melodi vardı. "bir kaşık bal getirdim!" diyodu arkadaki ada. bir kaşık balın cazibesine kapılmış hafif çakır gözlerle imlece bakmaya devam etti. imleç sadece yanıp sönüyordu. rakısından bir kadeh daha aldı ve "sen gerçek misin?" diye sordu. gerçekliğini yitirdiği bir noktada bunun olabileceğini hiç aklına getirmemişti. gelen mesaja ne cevap vereceğini düşünürken mesaj atanın gerçeliği üzerine milyonlarca şey geçirdi aklından. basit bir cümle yazmak istiyordu fakat cümleyi kurabilecek kelimeleri biraraya getirmekte güçlük çekiyodu. içinden geçen cümleyi yazdı. imleç hala yanıp sönüyordu. gönder'e tıkladı ve artık mesajını yolayabilmişti. rakısından bir yudum daha aldıi ellerine baktı, o kadar da fena değillerdi. en azından artık kanatmıyordu ellerini. gözlerini bilgisayara yönelttiğinde mesaj kutusunun yanındaki yerde rakamla bir yazıyordu. içi ürperdi, garipsedi. birileri dalga geçiyor olmalıydı ve dalga geçenin kimliği hakkında en ufak bir fikri yoktu.
**arto tunçboyacıyan şarkısıdır.
4 Ağustos 2011 Perşembe
26 Temmuz 2011 Salı
kapanış
söz yazıya döküldü... neyle başladımıştık buraya?
--suskun utancın dudağımdan öpsün beni!şimdi sorduğunda 'değer miydi?' diye, kendine verdiğin cevap dilimde jilet tadı!!!--
artık gitme vakti gelmiştir. yazılarımı okuduğunuz için hepinize teşekür ederim. bir süre buralarda olmayacağım... eğer ulaşmak isterseniz bana mail adresim harmanimm@gmail.com
=)
--suskun utancın dudağımdan öpsün beni!şimdi sorduğunda 'değer miydi?' diye, kendine verdiğin cevap dilimde jilet tadı!!!--
artık gitme vakti gelmiştir. yazılarımı okuduğunuz için hepinize teşekür ederim. bir süre buralarda olmayacağım... eğer ulaşmak isterseniz bana mail adresim harmanimm@gmail.com
=)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)